Batuhan ŞANLI

Fikralar

Küskünler

KüskünlerTemel ile dursun küsmüşler. Dursun köpeği ile geziyormuş. 
Temel - Ha bu eşekle ne gezersin? 
Dursun - Görmüyor musun o köpek. 
Temel – "Sen sus, köpeğe söyledim" demiş.

Yavaşla

Yavaşla

Temel tüm trafik kurallara uyan bir vatandaştır. Bir gün otobanda giderken yolda karşısına bir tabela çıkar. Tabelada "Yavasla 100" yazar. Temel hızını 100'e düşürür. Sonra belli bir süre gittikten sonra “Yavaşla 70” yazar. Temel hızını 70'e düşürür. Sonra “Yavasla 50” yazar, Temel hızını 50'ye düşürür.Yalnız yanından arabalar vızır vızır geçmektedirler. Sonra devam eder "Yavaşla 30" "Yavaşla 20" "Yavaşla 10"en sonunda "Yavaşla 5" yazar. Temel hızını 5'e düşürür ve devam eder. En sonunda karşısına bir tabela çıkar:

"Yavaşla Kasabasına Hoş Geldiniz"

Semsiye

Semsiye

Bir Amerikalı, bir Rus ile Temel otelde kalırken gece yarısında yangın çıkar.Panik içinde üçü de yukarı katlara koşar, ama kurtuluş yok. Çaresizlik içinde Amerikalı, odada duran bir semsiye bulur, "Başka şansım yok" diyerek şemsiyeyi açıp atlar.

Semsiye sağlam çıkar. Onu paraşüt gibi kullanarak Amerikalı sağ salim yere varır.Bunu gören Rus, yandaki odada başka bir şemsiyeyi bulup paraşüt gibi kullanarak o da kurtulur. İkisi de yukarıya bakarak merak içinde Temel'i beklerken yakınlarına hızla düsen bir cisim birden bire yere çarpar. Gidip bakarlar: Temel'miş. Hayatta ama her tarafı kırık. Amerikalı "Ne oldu?" diye sorunca Temel, "Şemsiyeyi bulamadım. Ama dolapta yağmurluk vardı"

Kurusun

Kurusun    Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Diğer deli de havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"  

Karne

Karne  Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir: 
-"Getir bakayım şu karneyi!" 
-"Al baba..." 
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf. 
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, İngilizce kursu dedin İngilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezalet!" 
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."

Senin yaşındayken

Baba çocuğuna:
- Oğlum Atatürk senin yaşındayken sınıfının birincisiydi, demiş. Çocuk babasına:
- Senin yaşındayken de Cumhurbaşkanı idi.

İyilik

İyilikÖğretmen minik öğrencilerine derste, iyilik yapmanın büyü bir erdem olduğundan bahsetmiştir. Hepsine iyilik yapma ödevi verir. Ertesi gün ilk sıradaki öğrenciden başlar:
- Oğlum dün nasıl bir iyilik yaptın?
- Yaşlı bir teyzeyi karşıdan karşıya geçirdim.
- Çok güzel evladım kutlarım.
Yanındaki öğrenciye döner.
- Sen ne yaptın?
- Ben de arkadaşıma yardım ettim.
- Dayanışma güzel şeydir seni de kutlarım.
Diğer bir öğrenciye:
- Sen ne gibi bir iyilik yaptın?
- Ben de bu iki arkadaşa yardım ettim.
Öğretmen şaşırır:
- Bir kadını karşıya geçirmek için çok değil misiniz?
Son kalkan öğrenci:
- Kadın karşıya geçmek istemeyince az bile geldik!

Hangi okulda

Hangi okuldaAhmet okuldan eve çok mutlu bir halde gelir. Annesi bu mutluluğunun belli bir nedeni olup olmadığını öğrenmek ister ve;
-Okulda neler yaptınız anlat bakalım, acayip neşeli görünüyorsun...
- Patlayıcı madde imal ettik.
- Peki, yarın ne yapacaksınız okulda?
- Hangi okulda?

Eksik para

Eksik paraKüçük çocuk bakkala öfkeyle sordu:
-Neden hep küçük yumurta veriyorsun?
-Taşınması kolay olur da ondan.
Çocuk eksik para verip yumurtaları alıp giderken bakkal seslendi:
-Ama sen eksik para verdin!
Çocuk gülerek:
-Sayması kolay olur da…

Mazeret

Mazeret

Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi varmış, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedileceklermiş. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep aynı mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At çatladi, tren kaçtı, geç kaldum.

Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel’e sıra gelmiş.
- Senin de mi atın çatladı? diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.

Ormanın güzelliği

Ormanın güzelliği

Temel ile Dursun ormanda kamp kurmuşlar. Bir ara Temel Dursun’a seslenmiş;
- Dursun şu ormanın güzelliğine bak...

Dursun söyle bir etrafına bakmış;
-Ağaçlardan bir şey göremiyorum ki...

Süper benzin

Süper benzin

İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle saatte 160 kilometre hızla uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. Arabayı süren:
- On bin liralık, dedi, süper olsun.

Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin başımdan ! diye bağırdı, sizin cıvatalarınız gevşek!

İkincisi, araba kullanana döndü:
- Gördün mü? Araba masraflı olmaya başladı bile!

Çoğunluğun söylediği

Çoğunluğun söylediğiDoktor, akıl hastanesindeki hastalarından birini sorguya çekiyordu.
- Oldukça sakin de görünüyorsun, dostum. Seni ne sebepten buraya getirdiler?
- Çok basit. Ben herkesin deli olduğunu söylüyordum, herkes de bana deli diyordu.
- Sonra ne oldu?
- Ne olacak... Çoğunluğun söylediği kabul edildi.

Karne

KarneAhmet'in karnesinde Matematik ders notu başarısızdı. Annesine sordu:
- Anneciğim, Matematik notum pekiyi olsaydı ne yapardın?
- Sevinçten çıldırırdım!
- Öyleyse korkma anneciğim, çıldırmayacaksın. Çünkü Matematikten zayıf aldım.

Kayık

Kayık

Balığa çıkacak olan Lazlar konuşuyorlarmış:
- Dün balık avladığımız yeri işaretledin mi?
- Evet, kayığa işaret koydum
- Ne yaptın sen! Ya bugün başka kayıkla balığa çıkarsak?

Bir bardak su

Bir bardak su

Bir adamın 3 tane oğlu varmış. Babası, en büyük olana
- Oğlum bana bir bardak su getir.
En büyük de ortancaya demiş.
- Babama bir bardak su getir.
Ortanca da en ufağına demiş
- Babama bir bardak su getir.
En ufak hemen atlamış.
- Baba bunlardan sana hayır yok. Kalk kendi suyunu kendin iç, bir bardak da bana getir.

Bir soru

Bir soru

Öğretmen öğrencilere söyler:
- Size bir soru soracağım.
Ayşe’yi kaldırır.
- Tavuğun kaç tüyü vardır?
Ayşe:
- 1993 öğretmenim der
Öğretmen:
- Nerden bildin?
- Hani bir soru soracaktınız der.

Yapışmış

YapışmışAkıl hastanesinin müdürü hastaların odalarını dolaşıyormuş. Bir odaya geldiğinde bakmış, tüm hastalar zıplıyor.
Müdür sormuş:
- Bunlar niçin zıplıyorlar?
Yardımcısı cevap vermiş;
- Müdürüm bunlar kendilerini patlamış mısır sanıyorlar.
Müdür bakmış biri zıplamıyor. Tam onu akıllı zannedecekmiş ki,
Akıl hastası;
- "Ben buraya yapıştım, kurtarın beni" demiş.

Akıllı çocuk

Akıllı çocukAnnesi kümesin önünde duran Sevim'e
"Kızım ne yapıyorsun?"
"Tavuklara kaynar su veriyorum.
"Neden?"
"Haşlanmış yumurta yumurtlasınlar" diye

Yapışmış

Akıl hastanesinin müdürü hastaların odalarını dolaşıyormuş. Bir odaya geldiğinde bakmış, tüm hastalar zıplıyor.
Müdür sormuş:
- Bunlar niçin zıplıyorlar?
Yardımcısı cevap vermiş;
- Müdürüm bunlar kendilerini patlamış mısır sanıyorlar.
Müdür bakmış biri zıplamıyor. Tam onu akıllı zannedecekmiş ki,
Akıl hastası;
- "Ben buraya yapıştım, kurtarın beni" demiş.

Ne zamanan kadar ?

Hoca'ya sormuşlar:
- Hocam bu insanların doğum-ölümü ne zamana kadar sürecek?
Hoca:
- Cennet ve Cehennem dolana kadar" demiş.

Hatim bile indiririm

Nasrettin Hoca'ya karısı bir akşam:
 - "Sen benim yüzüme bakarak sadece besmele çekiyorsun" demiş.
Hoca:
- Eee ne olmuşki?
Karısı:
- Halbuki imam efendi karısının yüzüne bakınca Yasin-i Şerif okuyormuş;
Hoca gülmüş:
- "Senin yüzün o kadar güzel olsa, ben hatim bile indiririm" demiş.

Cennet Dolup Taşmış

Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş. Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş. 
Hoca padişahtan korkmadan : 
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş. 
Padişahın sinirden sakalları titremiş. 
Bu durumu gören Hoca : 
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış. Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.

Hepsi bu kadar mı?

Hepsi bu kadar mı? Küçük Aylin'e teyzesi bir milyon lira vermiş. Küçük kız birşey demeden parayı cebine atmış. Bunun üzerine annesi söze girmiş. 
-Aylin, teyzene ne demen lazım? 
Aylin cevap vermemiş. Anne bunun üzerine yardım etmek istemiş. 
-Baban bana para verdiği zaman ben ne diyorum?
Birden gözleri parlayan Aylin: 
-Hepsi bu kadar mı? diye atılmış.

Büyüyünce ne olacaksın ?

Öğretmen öğrencilerine soruyordu:
- Fatma büyüyünce ne olacaksın?
- Hemşire olacağım öğretmenim
- Sen ne olacaksın bakalım Mehmet?
- Subay olacağım öğretmenim.
- Sen Hasan?
- Öğretmen olacağım.
Sıra Tayfun'a geldi;
- Tayfun sen büyüyünce ne olacaksın?
- Ben mi?
- Emekli olacağım öğretmenim!

Uçak

UçakTemel uçakla Trabzon’a gidecekmiş. Bir koltuğa oturmuş... Asıl yer sahibi gelmiş; 
Yer sahibi: Beyefendi burası benim yerim kalkar mısınız? 
Temel: Hayır 
Yer sahibi : Beyefendi burası benim yerim kalkın 
Temel: Hayır 
koltuğun sahibi hostese bas vurmuş. 
Hostes: Beyefendi burası sizin yeriniz değil, kalkar mısınız lütfen 
Temel: Kalkmam 
Hostes de çare bulamayınca kaptana bas vurmuş. Kaptan, Temel'in kulağına bir şey fısıldamış ve oradan kaldırmış. Temel arka taraf geçip oturmuş. Herkes hayret etmiş. “Biz bu kadar uğraştık kalkmadı acaba Kaptan nasıl kaldırdı bunu” demişler. Dayanamayıp sormuşlar kaptana: 
Kaptan: 
- “ Burası Trabzon'a Gitmez.” dedim.

Şaka

Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş. Etrafındaki esnaflarla selamlaşıyormuş. Bu sırada ensesine bir tokat yemiş. Hoca tökezlemiş, bir kaç adım sendelemiş. Neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş. 
Bir bakmış ki hocanın 2 katı kocaman bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
Hoca: “Bana sen mi vurdun?” demiş adama. 
Adam:  “Ben vurdum ne olacak” demiş.
Hoca: “Şakadan mı vurdun ciddi mi?” demiş 
Adam: Ciddi vurdum ne yapacaksın?!
Hoca:  Aman aman, öyle olsun... Çünkü şakadan hiç hoşlanmam da ...

Haksızlık

Öğretmen, iki öğrencisine kızar ve ellişer kez adlarını yazmalarını söyler. Öğrencilerden biri bu karara itiraz eder:
-Öğretmenim, bu haksızlık olur.
-Neden haksızlık olurmuş?
-Onun adı Ali, benimki ise Abdurrahman ...

İmza

-Babacım, karanlıkta yazı yazabilir misin?
-Sanırım. Ne yazmamı istersin?
-Karneme adını yazıp imza atar mısın!

Ödev

ÖdevÖğretmeni Kemal'in ödevlerine bakıyormuş.
-Kemal bu yazı babanın kaleminden çıkmış olmasın?
Kemal:
-Evet öğretmenim, çünkü yazarken babamın kalemini kullandım.


Afacan

Afacan­ın annesi Afacanın ne dersi olduğunu merak edip Afacanın odasına girer.Afacan ders çalışıyordur.
Annesi Afacana sorar;
-Ders konunuz ne?
-Türkçede zamanları  anneciğim.
-Peki söyle ben güzeldim geçmiş zaman olur.Peki ben güzelim, ne olur?
-Büyük bir yalann olur.

Sıpa

SıpaKöylü, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
- Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?
- Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
- Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.

Tatsız

Delinin biri hastanedeki havuza eğilip su içtikten sonra, ağzındaki suyu yere tükürmüş. Onu gören başka bir deli:
 - Ne oldu, suyu niye tükürdün demiş.
 Birinci deli:
- "Havuza iki şeker atmıştım, yine de tatsız" demiş.
 İkinci deli:
- "Akıllım, tabii tatsız olur. Niye karıştırmadın" demiş.

Anlamadım

AnlamadımBir gün Temel ve karısı kapının önünde oturuyorlarmış. Bir turist gelmiş İngilizce sorular sormaya başlamış. Temel ve karısı anlamayınca bayan gitmiş.
Temel'in karısı: "Vallahi ben hiçbir şey anlamadım" demiş.
Temel'de: Merak etme oda bizim dediğimizi anlamadı" demiş.

Hepsinin tadı bir

Hepsinin tadı birHoca eşeğine üzüm yüklemiş, evine götürüyormuş. Yolda çocuklara rastlamış.
- "Hoca, bize birer salkım üzüm versene" demişler. Hoca çocukların çokluğunu görünce hepsine üçer, beşer tane üzüm vermiş. Çocuklar dayanamamış:
- Hoca, bu kadar az verilir mi?
Hoca'da;
- Çocuklar, küfedeki üzümlerin hepsinin tadı bir, az vermekle çok vermenin arasında bir fark yok ki" demiş.

Kazan

 

Ahmet okula kazan götümüştü. Öğretmen şaşkın halde,
-Oğlum bu kazanı niçin getirdin?
Ahmet cevap verir:
- Hocam  dersi kaynatmak için.

Problem

Problem

Öğretmen matematik dersinde Umut'a sorar.

 -İki liralık peynir,üç liralık domates ve dört liralık salatalık ne yapar?

Öğrenci cevap verir.

- Sandviç yapar öğretmenim.

Balık zeka açar

Balık zeka açarHoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer, bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek bir şeyler isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine hoca; 
 
-'Ben balığın sadece başını yiyeceğim' der. Hancı bunun nedenini sorar, hoca da 
 
-'Balık başı zekayı arttırır, balık başı yiyen insan akıllı olur' der. Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve hocaya: 
 
-'Balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum' der. Hoca da itiraz etmez ve balığın koca gövdesini hoca yer ve bir güzel karnını doyurur. Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve sonra hocaya seslenir; 
 
-'Sen koca gövdeyi yedin, karnını doyurdun, ben sadece kafayı yedim aç kaldım' der. 
Hoca da bunun üzerine lafı yapıştırır; 
-'Bak nasıl akıllandın!

Temel ve sığırlar

Temel ve sığırlarTemel ve Dursun trenle yolculuk yaparken,bir sığır çiftliğinin önünden hızla geçiyormuş. Temel bir tahminde bulunmuş:
-Dursun burada tam 397 sığır var..
-Ula Temel, nasıl saydın? Vızz diye geçtuk daa..
-Kolaydur… Ayaklarını sayıp dörde bölüyorum!

Baklava

Hoca aksam eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karsılaşır. 
-Hoca, kısa bir sure önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu... 
-Beni ilgilendirmez! 
-Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu. 
-O zaman seni ilgilendirmez!

Kedi

Kedi

Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyormuş.Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.demiş.
Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış. Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş. Kedi ölmüş. Adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedim mi? demiş. Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmedi ki sıkarken öldü, demiş.

Kayıp eşek

 

Nasrettin Hoca’nın bir gün eşeği kaybolmuş. Tüm arkadaşları eşeği aramaya başlamışlar. Bu arada Nasrettin Hoca’da “şükürler olsun” diye dolanıp duruyormuş. Bunu gören arkadaşları:

  • Hoca, biz eşeğini arayalım, sen şükredip dur. Bu ne iş?
  • Ben eşeğin kaybolduğuna üzülüyorum, eşeğin üstünde ben olmadığım ve kaybolmadığım için şükrediyorum.

Nasrettin Hoca

 

Nasrettin Hoca ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış:  
- Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.  
- Ayol hoca delirdin mi sen? Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?  
- İyi ya Azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.

Ucuz kurtulduk

 

Akşam geç saatte eve gelen Nasrettin Hoca pencerede bir karaltı görür. Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi... Nasrettin Hoca telaşla:

- Hanım ucuz kurtulduk. Ya içinde ben olsaydım!

Baba

 

Ali okula yeni başlamıştı, 
    Öretmen gelenlerin ve babalarının isimlerini soruyordu. Sıra Aliye gelmişti.
  - İsmin ne?
  - Mehmet
  - Babanın ismine?
  -  Baba!
  - Evladım babanın başka ismi yok mu?
  - Öğretmenim ben kardeşimle baba diyorum. Ama arkadaşları “Veli” diyor.
  - O zaman “Veli” desene!
  - Öyle deyince babam kızıyor öğretmenim…

Silgi

SilgiÖğretmen, bir sayının onla çarpılmasını anlatmak için,
 tahtaya 25,4 sayısını yazdı.
Sonra, virgülü silgiyle silerek Münire’ye sordu:
-Münire, şimdi ben ne yaptım bakalım?
Küçük Münire:
-virgülü silginin içine sakladınız öğretmenim.

Şu ana kadar 45185 ziyaretçi (135664 klik) ziyeretçi BSTRGG'yi gezdi!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol